Bir karakter arıyoruz aslında.
Diklenmeden dik dursun. Ama dik duruşunu yaparken kimseyi ayırmasın, bölmesin, kategorize etmesin.
Bayrak, vatan sevgisini sadece seçimde hatırlamasın. Açılımdır, saçılımdır falan filana tevessül etmesin.
İsterse dindar olsun, sabahtan akşama elli rekat namaz kılsın ama dindar olmayana hesap sormasın, lakap takmasın, küfür etmesin, kınamasın.
İsterse sosyal demokrat olsun, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Fazıl Say desin tüm caddelere sokaklara ama rakı masasından kadeh kaldırıp sonra da iftar sofrasında soğan kırmasın.
Kısaca bu kadim toprakların tüm kokusunu, tüm dokusunu üzerinde hissedelim.
Mağrur olsun.
Azimli olsun.
Ne istediğini bilen olsun.
Sevgisini tüm memlekete yaysın.
Ulusuna derinde bağı her şeyin önünde olsun.
Revizyonist kimliği ile bu 20 yılın hırpalanmış görüntüsünü silsin atsın.