ÇIĞLIKLI SİYASET

Haksız bile olsanız, bağırıp çağırarak haklı duruma geçtiğiniz yerler neresidir?
Şöyle bir bakalım;
Siyaset elbette, yanlış bile yapsanız, sesiniz kabahatinizi örter.
Haklı duruma geçmek için, suçunuzu unutturup, "yeter ki sus, ne diyorsan o olsun" dedirtmek çok kolaydır.
Trafik içinde aynı durum geçerlidir.
Kornaya önce basan her türlü geçiş ve kusur hakkına sahiptir.
Kavga çıkıncada öyle, daha çok bağıran suçsuzdur.
Hatta sağ şeritte giderken yol isteyen, 0 haklıdır.
Sol şeride geçer yol verirsiniz.
Şartlar böyle, ya uyacaksın, veya uyacaksın.
Bağıramıyorsan, kavga edemiyorsan, rakibini küçük görüp aşağılamıyorsan, Siyaset ve Trafik sana göre değil.
İkisinde de, kaza olunca tek suçlu sen olursun.
Bu rahatlık her yerde aynı maalesef.
Adam torbacıdan uyuşturucu almış.
Uyuşturucu, limon tuzu çıkmış, Cumhuriyet Savcısına gidip sahte uyuşturucu satanı şikayet etmiş.
Yakışır!
Yarın, evinize giren hırsız, kapınızı koruyamadığınız için sizden şikayetçi olursa, sakın şaşırmayın.
Hatta hırsızı kutlayıp, teşekkür edin ve çaldıklarını kendisine hediye edin.
Bundan sonra o düşünsün.
Hatta çalacak bir şey bulamayıp, dava açacak olurlarsa, özür dileyip, bir günlük yevmiyesini ödeyin ki, boşa uğraşmış olmasınlar.
Alışıksın zaten, geçmediğin köprüyü, yatmadığın hastaneyi, gitmediğin hava alanını, izlemediğin televizyonun, tüketmediğin elektriğin bedelini ödemeye.
Hatta bu zevk senin için.
Olmazsa, olmazın haline geldi, dolandırılmak, kandırılmak.
Böyle mutlusun, başka türlüsünü hiç bilmedin ki...
Sus ve izlemeye devam et...
Kendi alışkanlığın zannettiğin şey, başkalarının fırsatçılığı.
Kime anlatıyorum ki?