Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Tufan Teker, çölyak hastalarının doğru diyet programı ile sağlıklı bir hayat sürdürebileceğini belirtti.
Uluslararası Çölyak Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Teker, çölyak hastalığının 'Gluten' isimli proteine karşı bağışıklık sisteminin geliştirdiği antikorların, ince bağırsağın emilim yüzeyinde yıpranmaya yol açmasıyla geliştiğini dile getirdi.
Haber Giriş Tarihi: 15.05.2025 11:43
Haber Güncellenme Tarihi: 15.05.2025 11:43
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bbursa.com
Hastaların hiçbir semptom olmadan kan tetkiklerinde anormallik tespit edilmesi sebebiyle başvurabileceği gibi gaz, şişkinlik, bir süredir devam eden kronik ishal şikayetiyle de başvurabileceğini vurgulayan Teker, "Çölyak hastalığı kabızlıkla da seyredebilir. Hastalar, sindirim sistemi şikayetleriyle başvurabileceği gibi cilt bulguları, kaşıntılı kabarık cilt lezyonları, nörolojik bulgular, özellikle çocukluk döneminde epilepsi gibi tedaviye dirençli anemiler veya vitamin eksikliklerine bağlı; örneğin daha erken yaşta görülebilen kemik erimesi tablolarıyla da bize gelebilirler" şeklinde konuştu
Diyet etkisini hızla gösteriyor
Uygun diyet programıyla ilk haftalardan itibaren semptomlarda gerileme başlayabileceği bilgisini veren Teker, "Çölyak tanısı koyduğumuz hastalara biz ömür boyu glutensiz diyet öneriyoruz. Diyete başladıkları zaman 2-3 hafta içerisinde hastaların semptomlarında gerilemeler başlıyor. 3-6 ay seviyesinde ise antikor seviyesine düşme ve 6-12 ay seviyesinde de endoskopik olarak 12 parmak bağırsağında düzelme bekliyoruz. Sadece 12 parmak bağırsağından ziyade bütün ince bağırsağı da tutabilen bir hastalık. İlk karşılaşan bölüm 12 parmak bağırsağı olduğu için bu proteinde öncelikle bu kısım hem daha sık hem de daha etkili bir şekilde tutuluyor" dedi.
Lenfoma gelişebilir
Çölyak hastalığının genetik bir geçişi olduğuna işaret eden Teker, "Dolayısıyla ailelerimizde çölyak hastalığı olan bireyler varsa ve şikayetleri varsa bunlardan baktığımız bir basit kan tetkiki ile çölyak olup olmadığını belirleme şansımız oluyor. Eğer çölyak hastaları, diyetlerine uymazsa ve emilim bozuklukları devam ederse ilerleyen dönemde erken yaşta kemik erimesi gelişimi, dirençli anemiler, halsizlik, kilo kayıpları, ishaller gibi şikayetler olabileceği gibi diyete uymayan çölyak hastalarında lenfoma gelişimi de söz konusu olabiliyor" diye konuştu.
Diyetisyen desteği alınmalı
Hastalığın görülme sıklığının yüksek olduğunun altını çizen Teker, "Şu an diyet dışında bir tedavisi olmadığı için hastalara diyetisyen desteği almalarını öneriyoruz. Çünkü uzun süreli bir tedavi, ciddi hayat tarzı değişiklikleri gerektiriyor. Buğdaydan elde edilen her üründe bu protein mevcut. Dolayısıyla buğdaydan elde edilen makarna, bulgur, irmik gibi şeylerin tüketilmesini de hastalığın bağırsakları etkilemesine ve semptomların ilerlemesine yol açabilir. Bunu sadece ekmek olarak değerlendirmemek lazım. Eğer bireylerde bu tarz sindirim sistemi şikayetleri varsa, bir türlü tedavi edilemeyen demir eksikliği varsa, hastalarda öngörülen yaşın daha öncesinde bir kemik erimesi gelişimi olduysa ve ailelerinde özellikle çölyak hastalığı varsa kendilerinin bir dâhiliye ya da gastroenteroloji polikliniğine başvurarak bu açıdan değerlendirmelerini öneririz" ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Glutensiz hayat mümkün
Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Tufan Teker, çölyak hastalarının doğru diyet programı ile sağlıklı bir hayat sürdürebileceğini belirtti. Uluslararası Çölyak Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Teker, çölyak hastalığının 'Gluten' isimli proteine karşı bağışıklık sisteminin geliştirdiği antikorların, ince bağırsağın emilim yüzeyinde yıpranmaya yol açmasıyla geliştiğini dile getirdi.
Hastaların hiçbir semptom olmadan kan tetkiklerinde anormallik tespit edilmesi sebebiyle başvurabileceği gibi gaz, şişkinlik, bir süredir devam eden kronik ishal şikayetiyle de başvurabileceğini vurgulayan Teker, "Çölyak hastalığı kabızlıkla da seyredebilir. Hastalar, sindirim sistemi şikayetleriyle başvurabileceği gibi cilt bulguları, kaşıntılı kabarık cilt lezyonları, nörolojik bulgular, özellikle çocukluk döneminde epilepsi gibi tedaviye dirençli anemiler veya vitamin eksikliklerine bağlı; örneğin daha erken yaşta görülebilen kemik erimesi tablolarıyla da bize gelebilirler" şeklinde konuştu
Diyet etkisini hızla gösteriyor
Uygun diyet programıyla ilk haftalardan itibaren semptomlarda gerileme başlayabileceği bilgisini veren Teker, "Çölyak tanısı koyduğumuz hastalara biz ömür boyu glutensiz diyet öneriyoruz. Diyete başladıkları zaman 2-3 hafta içerisinde hastaların semptomlarında gerilemeler başlıyor. 3-6 ay seviyesinde ise antikor seviyesine düşme ve 6-12 ay seviyesinde de endoskopik olarak 12 parmak bağırsağında düzelme bekliyoruz. Sadece 12 parmak bağırsağından ziyade bütün ince bağırsağı da tutabilen bir hastalık. İlk karşılaşan bölüm 12 parmak bağırsağı olduğu için bu proteinde öncelikle bu kısım hem daha sık hem de daha etkili bir şekilde tutuluyor" dedi.
Lenfoma gelişebilir
Çölyak hastalığının genetik bir geçişi olduğuna işaret eden Teker, "Dolayısıyla ailelerimizde çölyak hastalığı olan bireyler varsa ve şikayetleri varsa bunlardan baktığımız bir basit kan tetkiki ile çölyak olup olmadığını belirleme şansımız oluyor. Eğer çölyak hastaları, diyetlerine uymazsa ve emilim bozuklukları devam ederse ilerleyen dönemde erken yaşta kemik erimesi gelişimi, dirençli anemiler, halsizlik, kilo kayıpları, ishaller gibi şikayetler olabileceği gibi diyete uymayan çölyak hastalarında lenfoma gelişimi de söz konusu olabiliyor" diye konuştu.
Diyetisyen desteği alınmalı
Hastalığın görülme sıklığının yüksek olduğunun altını çizen Teker, "Şu an diyet dışında bir tedavisi olmadığı için hastalara diyetisyen desteği almalarını öneriyoruz. Çünkü uzun süreli bir tedavi, ciddi hayat tarzı değişiklikleri gerektiriyor. Buğdaydan elde edilen her üründe bu protein mevcut. Dolayısıyla buğdaydan elde edilen makarna, bulgur, irmik gibi şeylerin tüketilmesini de hastalığın bağırsakları etkilemesine ve semptomların ilerlemesine yol açabilir. Bunu sadece ekmek olarak değerlendirmemek lazım. Eğer bireylerde bu tarz sindirim sistemi şikayetleri varsa, bir türlü tedavi edilemeyen demir eksikliği varsa, hastalarda öngörülen yaşın daha öncesinde bir kemik erimesi gelişimi olduysa ve ailelerinde özellikle çölyak hastalığı varsa kendilerinin bir dâhiliye ya da gastroenteroloji polikliniğine başvurarak bu açıdan değerlendirmelerini öneririz" ifadelerini kullandı.
Son Haberler
Osmangazi Belediyesi’nden Seçköy Mahallesi Camii'ne hizmet eli
Yıldırım'da tarih canlanıyor
Büyükşehir’den dağ bölgesinin altyapısına önemli yatırım
Başkan Aydın mahalleleri geziyor sorunları yerinde çözüyor
Nilüfer’de kaçak iş yeri yıkıldı
Herkesin gelip görmek istediği şelaleyi, çöplüğe çevirdiler
Bursa Valisi Erol Ayyıldız, jandarma teşkilatının 186. kuruluş yılını kutladı
Özdilek Park'ta yükselen alevler, serinlemek için gelenlerin tadını kaçırdı
Bursa’da eğitim alan kadınlar kaynak ustası olarak istihdam edilecek
İsrail ordusu: "İran'da 100’ü aşkın hedef, 200'ü aşkın savaş uçağı ile vuruldu"
Bursa Uluslararası Spor Festivali’ne 100 bin sporcu katıldı
Nilüfer Tarımsal Analiz Laboratuvarı analiz ağını genişletti
Uludağ Tematik Kahve Günleri’nde "Biyomalzemeler" konuşuldu
Bacağı 43 dolar kendisi 15 dolar
Dışişleri Bakanlığı: "İsrail’in İran’a düzenlediği hava saldırısını en güçlü şekilde kınıyoruz"