Kocaeli'de bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi; geyik, flamingo, nandu, kaz, keçi, ördek gibi hayvanlar ile özel gereksinimli bireylerin eğitimini farklılaştırdı. Çocuklar, hayvanlar ile inanılmaz bağlar kurdu. Özellikle otizmde çocukların tanısı kalkınca, proje akademisyenlerin de dikkatini çekti. Hayvanlar ile eğitim, Avrupa Birliği'nin çalışmaları arasına girmeye hazırlanıyor.
Haber Giriş Tarihi: 27.03.2022 11:01
Haber Güncellenme Tarihi: 27.03.2022 11:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bbursa.com
Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde bulunan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, farklı bir yöntemle 7 yıl önce doğa içinde eğitim vermeye başladı. Bu çerçevede, özel gereksinimli bireylerin çok daha iyi gelişmesi ve eğitimlerine pozitif katkı sunması amacıyla kurum yetkilileri okula farklı hayvanlar aldı. Hayvanlar ile çocukların çok farklı bağ kurduğunu keşfeden yetkililer; geyik, flamingo, nandu, kaz, keçi, ördek gibi hayvanları eğitimde kullanmaya başladı. Özellikle otizmde birçok çocuğun tanısı kalkınca proje akademisyenlerin dikkatini çekti. Hayvanlar ile eğitim Avrupa Birliği’nin çalışmaları arasına girmeye hazırlanıyor.
"Çocuğun çocuk olması gerektiği bir ortama gelmesi gerekiyordu"
Projenin detaylarını paylaşan okul yetkilisi Mehmet Ali Kaşka, "Kurumumuzu hayata geçirirken bu çocukların normal çocuklardan farklı olmadığını düşündük. Burası bir hastane veya tedavi yeri değil. Bildiğiniz üzere özel çocuklarımızın durumu da hastalık değil. Çocuğun çocuk olması gerektiği bir ortama gelmesi gerekiyordu. Tamamen bir doğa içerisinde bir kurum hayal ettik. Kurumumuzda hayvanlara yer vermek istedik. Alanımız büyük olduğu için tavuk horoz gibi belirli kümes hayvanlarını getirdik. Çocukların tavuk ya da horozların peşinden koştuğunu gördüğümüzde sakinleştiklerini fark ettik. Bunu biraz daha renklendirdik. Otizmli bir çocuğun hayvanların arasında sakin kaldığını onlarla göz teması kurduğunda aynı sakinlikte kalabildiğini görünce, kurumumuzda hayvan çeşitliliğini artırdık. En son buraya geyikler geldi. Geyikler sizi fark ettiği an göz temasını uzun bir süre kurar. Çocuklarda bu anlamda direkt geyiklerle temas sağlayabiliyor" dedi.
"Bu projeyi, Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülen bir projeye taşıdık"
Sınıf içerisindeki çalışmaların, göz temasını artırmak üzerine olduğunu ifade eden Kaşka, "Hayvanların konuya çok büyük fayda sağladığını gördük. Bu projeyi, Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülen projeye taşıdık. Bununla ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 14'e yakın hayvanın özel çocuklar üzerindeki etkisinde, dünya çapında kanıta dayalı temellere ulaştık. Hayatta her şey bir psikolojiden geçiyor. Bazen başımızın neden ağrıdığını bilmiyoruz. En son geldiğimiz nokta aslında psikolojidir. Psikoloji iyi olduğu müddetçe nerede olursak olalım verimi daha fazla alıyoruz. Onları dört duvar arasına kapattığımız zaman, daha büyük bir davranış problemiyle karşı karşıya kalıyoruz. Doğal bir ortamda yanında bir flamingo ve kuğu ile gezerken, çocuk bu anlamda uyaranlara maruz kalıyor. Etrafına çok farklı bir şekilde odaklama sağlamış oluyor" diye konuştu.
"Akademisyenlerimiz burayı ziyaret etti"
Akademisyenlerin kurumu ziyaret ettiklerini ifade eden Mehmet Ali Kaşka, "Onlar da bu konuyla ilgili bir araştırma yapıyorlar. Doğanın ve hayvanın kendilerini şaşırtacak şekilde çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsediyorlar. Benim bundan sonraki hedefim, bu projenin tamamen olduğu gibi bir Avrupa ülkesi içerisinde de desteklenerek kurulmasıdır. Çünkü biz sadece Türkiye’de çocuklara değil, dünyanın her yerinde eğitime ihtiyacı olan bu doğru eğitimi götürmeliyiz. Söylediğim gibi çocukları bu kapalı alanların içine sıkıştırarak eğitimde bir yere varamayız. 0-6 yaş aralığındaki çocuklar için bir sınıf ortamı olmamalı, tarih, matematik gibi normal temel dersler üzerinde çalışmıyoruz. Davranış üzerinde çalışıyorsak, öncelikle çocuğun davranış sergileyip iletişim kurarak sosyalleşebileceği bir ortamın olması gerekiyor. Nisan ayında başka bir proje çerçevesinde yine yurt dışından kurumumuza ziyaret gerçekleştirilecek. Sade bizim gördüğümüz bir manzara değil. Dünyadan da izlenen bir manzara çünkü yaklaşık 21 Avrupa ülkesinde yaşayan gurbetçi ailelerimizin çocuklarına da hizmet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hayvanlar ile eğitim Avrupa Birliği yolunda
Kocaeli'de bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi; geyik, flamingo, nandu, kaz, keçi, ördek gibi hayvanlar ile özel gereksinimli bireylerin eğitimini farklılaştırdı. Çocuklar, hayvanlar ile inanılmaz bağlar kurdu. Özellikle otizmde çocukların tanısı kalkınca, proje akademisyenlerin de dikkatini çekti. Hayvanlar ile eğitim, Avrupa Birliği'nin çalışmaları arasına girmeye hazırlanıyor.
Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde bulunan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, farklı bir yöntemle 7 yıl önce doğa içinde eğitim vermeye başladı. Bu çerçevede, özel gereksinimli bireylerin çok daha iyi gelişmesi ve eğitimlerine pozitif katkı sunması amacıyla kurum yetkilileri okula farklı hayvanlar aldı. Hayvanlar ile çocukların çok farklı bağ kurduğunu keşfeden yetkililer; geyik, flamingo, nandu, kaz, keçi, ördek gibi hayvanları eğitimde kullanmaya başladı. Özellikle otizmde birçok çocuğun tanısı kalkınca proje akademisyenlerin dikkatini çekti. Hayvanlar ile eğitim Avrupa Birliği’nin çalışmaları arasına girmeye hazırlanıyor.
"Çocuğun çocuk olması gerektiği bir ortama gelmesi gerekiyordu"
Projenin detaylarını paylaşan okul yetkilisi Mehmet Ali Kaşka, "Kurumumuzu hayata geçirirken bu çocukların normal çocuklardan farklı olmadığını düşündük. Burası bir hastane veya tedavi yeri değil. Bildiğiniz üzere özel çocuklarımızın durumu da hastalık değil. Çocuğun çocuk olması gerektiği bir ortama gelmesi gerekiyordu. Tamamen bir doğa içerisinde bir kurum hayal ettik. Kurumumuzda hayvanlara yer vermek istedik. Alanımız büyük olduğu için tavuk horoz gibi belirli kümes hayvanlarını getirdik. Çocukların tavuk ya da horozların peşinden koştuğunu gördüğümüzde sakinleştiklerini fark ettik. Bunu biraz daha renklendirdik. Otizmli bir çocuğun hayvanların arasında sakin kaldığını onlarla göz teması kurduğunda aynı sakinlikte kalabildiğini görünce, kurumumuzda hayvan çeşitliliğini artırdık. En son buraya geyikler geldi. Geyikler sizi fark ettiği an göz temasını uzun bir süre kurar. Çocuklarda bu anlamda direkt geyiklerle temas sağlayabiliyor" dedi.
"Bu projeyi, Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülen bir projeye taşıdık"
Sınıf içerisindeki çalışmaların, göz temasını artırmak üzerine olduğunu ifade eden Kaşka, "Hayvanların konuya çok büyük fayda sağladığını gördük. Bu projeyi, Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülen projeye taşıdık. Bununla ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 14'e yakın hayvanın özel çocuklar üzerindeki etkisinde, dünya çapında kanıta dayalı temellere ulaştık. Hayatta her şey bir psikolojiden geçiyor. Bazen başımızın neden ağrıdığını bilmiyoruz. En son geldiğimiz nokta aslında psikolojidir. Psikoloji iyi olduğu müddetçe nerede olursak olalım verimi daha fazla alıyoruz. Onları dört duvar arasına kapattığımız zaman, daha büyük bir davranış problemiyle karşı karşıya kalıyoruz. Doğal bir ortamda yanında bir flamingo ve kuğu ile gezerken, çocuk bu anlamda uyaranlara maruz kalıyor. Etrafına çok farklı bir şekilde odaklama sağlamış oluyor" diye konuştu.
"Akademisyenlerimiz burayı ziyaret etti"
Akademisyenlerin kurumu ziyaret ettiklerini ifade eden Mehmet Ali Kaşka, "Onlar da bu konuyla ilgili bir araştırma yapıyorlar. Doğanın ve hayvanın kendilerini şaşırtacak şekilde çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsediyorlar. Benim bundan sonraki hedefim, bu projenin tamamen olduğu gibi bir Avrupa ülkesi içerisinde de desteklenerek kurulmasıdır. Çünkü biz sadece Türkiye’de çocuklara değil, dünyanın her yerinde eğitime ihtiyacı olan bu doğru eğitimi götürmeliyiz. Söylediğim gibi çocukları bu kapalı alanların içine sıkıştırarak eğitimde bir yere varamayız. 0-6 yaş aralığındaki çocuklar için bir sınıf ortamı olmamalı, tarih, matematik gibi normal temel dersler üzerinde çalışmıyoruz. Davranış üzerinde çalışıyorsak, öncelikle çocuğun davranış sergileyip iletişim kurarak sosyalleşebileceği bir ortamın olması gerekiyor. Nisan ayında başka bir proje çerçevesinde yine yurt dışından kurumumuza ziyaret gerçekleştirilecek. Sade bizim gördüğümüz bir manzara değil. Dünyadan da izlenen bir manzara çünkü yaklaşık 21 Avrupa ülkesinde yaşayan gurbetçi ailelerimizin çocuklarına da hizmet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Son Haberler
Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında
Hastane bahçesi bir anda ringe döndü
Tartıştığı yeğenini silahla yaraladı
Serbest piyasada döviz fiyatları
Osmangazi’de metruk bina yıkımları hız kazandı
Amatör maçta iki takım antrenörü kavga etti
Bursa Valiliği'nden toz taşınım uyarısı
Başkan Oktay Yılmaz: "Bursa için elbirliğiyle çalışacağız"
BUÜ’de tez yazımı ve atıfların önemi konuşuldu
Bursa'da akıl almaz kaza...Kıl payı böyle kurtuldu
Otomobilli saldırganlar holding binasına 43 el ateş açtı
Market alışverişine geldi, tartışmayı ayırırken hayatını kaybetti
Bursa'da görevli polis memuru kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti
Başkan Erdem: “Salça ihracatının önü açılmalı”
Yurtta hava durumu