Kurucu kodlara dönme zamanı

Toplum olarak bizler, üniter devlet çatısı altında birleşmiş, farklı ulusların Türk kültürü çerçevesinde yaşadığı Cumhuriyet ile yaşıt yepyeni bir sosyeteyiz..

Ortak refleksimiz bölünmez bütünlük ve sarsılmaz bir Atatürk sevgisi.

Atatürk yani babamız derken, bu yeni ulusu kurgulayan ve DNA’sına kadar kodlayan dâhinin kurucu kimliğine vurgu yapıyoruz.

Kanla kurulup, kinle büyütülmeyen bu devlet ve devletin halkının bu coğrafya üzerinde müreffeh ve huzur dolu yaşamasının anahtarı tektir: Kurucu kodlarına sahip çıkabilmek.

Bunun yolu istisnasız laik ve bilim temelli eğitime sahip çıkmakla başlıyor.

28 Şubat döneminde kendi öğrenci, öğretmen ve velisine zulüm eden istibdat uygulamalarının ruhlarda oluşturduğu tahribatı unutmak da mümkün değil.

Ancak artık yolumuzdan saptıkça, bilimsel ve entelektüel gücümüzü yitirdikçe, dünyanın bu yeni oluşan dengelerinde yer bulamayacağımız aşikar.

Ya masada eşit haklara sahip bir sandalye alacağız ya da her 28 Şubat’ta aynı hezeyanlarla al aşağı gitmeye devam edeceğiz.