SOKAĞIN İZİ

Önce şunu bir ilke olarak belirtelim…
Kimsenin, başka bir kişiye ait hayalini gerçekleştirmek için fedakarlık yapma lüksü yoktur.
Ortak ideallerin birleştiği noktada karşılıklı kazanımlarla ittifaklar yürür.
İyi Parti ne diyor?
Benim seçmenimin %30’u CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeyecek diyor.
Yani en iyi ihtimalle %5-6 oy kaybını ön görüyor.
Diyor ki kazanmak istiyorsak bu kesime de hitap edecek bir kişiyi ön plana çıkarmalıyız.
CHP ne diyor?
Masayı biz kurduk. Bu masanın kurucusu Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmak hakkı olarak görüyor.
Masa önce 2 kişilikti. Sonra 4 kişilik oldu. En sonunda da 6.
Görünen o ki her genişleme İyi Parti’nin özgül ağırlığını azaltmak ve baskı kurmak içinmiş.
İyi Parti kazanacak aday derken aslında kendi seçmen kitlesinin tamamını mobilize etmek için uygun bir isimden bahsediyordu.
Sokakta dolaşan on yaşındaki bir çocuğa da sorsanız, geniş halk kitlelerine kimin eriştiğini ve kimin umut olarak beklendiğini söyler.
Sokakta izi olmayanın, sandıkta sözü de olmayacaktır.
Bunca yıpranmışlığa rağmen Akparti’nin en büyük velinimeti CHP’nin ana muhalefet partisi olması…
Türkiye’nin talihsizliği bundan ibaret…