SON DAKİKA
Hava Durumu

TEK İHTİYACIMIZ "MÜHENDİSLİK"

Yazının Giriş Tarihi: 20.02.2023 17:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.02.2023 17:24

Mühendislik mezunu bir köşe yazarı olarak söylüyorum ki memlekette mühendisliğe değer verirsek, her şeyi kuralına göre işletirsek depremi afet olmaktan çıkartmak mümkün…

Hocalarımız derdi; "Doktor hata yaparsa 1 insan ölür... Mühendis hata yaparsa toplum ölür..." Ne kadar doğrıu di mi?

Jeoloji mühendisliği bölümü artık hiç tercih edilmiyormuş öğrendiğimize göre… İş bulamıyorlarmış… Gittikçe sayıları düşmüş… Zemin etüdleri için olmazsa olmaz jeoloji mühendisleri…

Ve inşaat mühandisleri… “Bize kulak verin artık” diye feryat ediyorlar haklı olarak… Bu ortamda mühendislere kulak vermeyeceğiz de kime vereceğiz…

Dedik ya depremi afet olmaktan çıkartmak elimizde… Zaten isteyince de yapıyoruz… Yapabiliyoruz… Örnekler önümüzde… Mal meydanda… Deprem bölgesinde kuralına uygun yapılan TOKİ konutları dimdik ayakta… Elbistan’da fay hattına çok yakın konumda olan Devlet Hastanesi de deprem hiç olmamış gibi çalışmalarına devam ediyor…

Nasıl olmuş? Çünkü 2013’ten itibaren; deprem kuşağında yer alan 100 yatak üstü hastanelerin inşaatlarına “sismik izolatör” konma zorunluluğu getirilmiş. İzolatör deprem anında yapıyla yeryüzü arasında bir tampon görevi görüyor ve bina depremden neredeyse hiç etkilenmiyor.

Elbistan Devlet Hastanesi’ne sismik izolatör sistemini kuran firmanın yetkilisi İnşaat Mühendisi Mehmet Emre Özcanlı’ya kulak erelim:

 “Erzincanlı bir aile olarak 1939’dan bu yana depremlerden etkileniyoruz. İnşaat mühendisliğinden mezun olduktan sonra Gölcük depremi gerçekleşti. Sonrasında bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünerek üç kez Japonya’ya giderek binaların korunmasına yönelik incelemelerde bulundum. İzolatör, 2013’den sonra yüz yatak ve üzeri birinci artı ikinci derece deprem bölgesine inşa edilen hastaneler için zorunlu tutuldu. Sistem hastane inşaatlarında artı yüzde beşlik maliyet getirirken bu oran konutlar için yüzde 10’luk ekstra maliyet anlamına geliyor. Cihazları zemin ile bodrum kat arasındaki kolonların arasına konulduğu gibi, perde dediğimiz kısımlara da yerleştiriliyor. Bu sayede deprem sırasında yapının adeta yeryüzü ile bağlantısı kesiliyor.”

Sadee yüzde 10’luk bir ek maliyetten söz ediyoruz! Sadece yüzde 10’luk bir maliyet artışıyla on binlerce can gitmeyebilirmiş yani…

Hele o depremde yerle yeksan olan meşhur “lüks konut”lar yok mu? Sizin neyiniz lüks yahu? Kapı, banyo ve klozet ile lüks olur mu bir konut? Madem böyle bir sistem var neden bunu kullanıp gerçekten  “lüks konut” diye reklam yapmazsınız? Yap masrafı sonra göğsünü gere gere “depreme dayanıklı lüks konut” diye de yaz. Böbürlene böbürlene gez… Depremden sonra da seni Türkiye alkışlasın… Lüks mezar satıyorsunuz utanmadan…

Şu an arsa hariç 100 metre kare dairenin maliyeti 1 milyon TL civarında. Bu sistemi kullanırsanız 1 miyon 100’e yükselecek. Bir evde 4 kişi yaşasa insan başına 25 bin TL harcayacaksınız. Yahu zaten daireyi 4-5 milyondan aşağı satmıyorsunuz. İnsan hayatına önem verirseniz, azıcık az kar ederseniz ölmezsiniz. Hoş zaten satışa da yansıtırsınız ek maliyeti…

Peki bundan sonra ne yapmalı?

Bu hastanelerde kullanılması zorunlu izolatör sistemi deprem bölgesinde inşa edilecek her konutta kullanılmalı. Hatta zorunlu hale getirilmeli… Yapılara “izolatörlü” diye kimlik kartı verilmeli ki alanlar güven içinde girebilsin.

Devlet imara uygun arsalar ayarlayıp kooperatiflere ücretsiz vermeli. Zemin artı 4 kat yapma şartıyla mesela… Herkes kendi inşaatını yapsın. İnşaatları da bağımsız denetçiler ve devlet denetlesin… “Hiç bedava olur mu” demeyin. Yıkılan binayı yeniden yapma ve can kaybının hesaplanamaz maliyetini düşünürsek arsaları ücretsiz vermek çok daha maliyetsiz devlet açısından…

Haksız mıyım?

Bu arada inşaat mühendisleri de diploma kiralama ve görmedikleri inşaatlar için 500 TL karşılığında oturduğu yerden imza atma işinden de vazgeçsin…

Tablo ortada…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.