NEREDEYİZ?

An vardır, hayatınız boyu bildikleriniz şaşar, yaptığınız doğruları bile sorgularsınız.
Bir teyze, öğretiverdi neyin mücadelesini, neye karşı, nasıl yanlış yaptığımızı.
Kastamonudayım, kardeşimi ziyaret ve biraz kafa dağıtmak için çıktım geldim.
Malum sabah erkencisi bir adamım, evde dolanmaktansa attım kendimi Kastamonu'nun o durağan, sakin, huzurlu caddelerine, bir kafeye oturdum, saat Sekiz ama çay yok, çünkü hiç kimsenin, hiç bir şeye acelesi yok. Hiç acele yok.
Yaşadığımız kentlere inat, her şey çok sakin.
Belediyenin önünde bir teyze, bak o telaşlı işte.
Malum, olaylar beni kendisi gelir bulur.
Zabıtalar teyzeyi ikna etmeye çalışıyor ama, ne mümkün?
Yardımı dün gelmemiş, "yardımımı almadan gitmem" diyor.
Zabıta sağolsun, "mesai başlayınca ben götüreceğim" diyor ama ne mümkün, teyzenin ikna olacağı yok.
Neyse zorla aldım kafeye oturttum.
Çok kızgın teyze.
Çene düşmüş, anlatıyor da, anlatıyor.
Kastamonu'yu pek bilmeyen ben, nüfusun üçte birini 10 dakika içinde öğredim bile.
Hem de, bütün ayrıntılarıyla.
Çaylarımız geldi beş şekerle anladım zekanın neden bu kadar diri olduğunu.
92 Yaş, kolay değil.
Zabıtalar koşarak geldiler, depo açılmış, teyzenin yardımlar hazırmış, evini sordular ve o muhteşem cevap geldi, o tatlı şivesiyle "Nerede olduğunu biliyorum, neresi olduğunu bilmiyorum"...
Zabıta da ben de gülmekten konuşamıyorduk ki, teyze lafı bize çökertti...
" Siz çok mu biliyorsunuz?"
Bilmiyordum gerçekten.
Neredeydim ama neresiydi?
Kızmıştı teyze;
"Üniforma giyiyor, ticaret yapıyor, siyaset yapıyor hatta Devleti yönetiyorsunuz, nerede olduğunuzu biliyorsunuz ama, o nerenin? Neresindesiniz siz de bilmiyorsunuz"...
Bu son cümle beynime ve yüreğime oturdu kaldı.
" Nerede olduğumuzu biliyoruz ama, neresi olduğunu bimiyoruz"...
93 Yıllık teyzenin, Elli küsür yıllık tecrübeye attığı tekme...
Gittiler, çakılıp kaldığım sandalyede aldığım dersi sindirmeye çalışıyorum...
Özellikle Siyaset Sahnesinde yaşadıklarımı tartıyorum kendimle.
Anladım ki, nerede olduğum değil, kimlere yanaştığım önemliymiş.
Siyasetin başarı hikayeleri!'de öyle değil mi?
Hangi partiye giderlerse gitsinler, yer edinecekler, çünkü "Nerede? değil, Neresi? Peşindeler"...
Doğru adresler ceplerinde, geniş alanlara ihtiyaçları yok.
Tam aksine, yorulmadan, didinmeden, terlemeden, bir şemsiye gölgesiyle köşeleri ayaklarına geliyor.